15:16

Google arama motoru kişiselleşiyor



Google, arama motorunu kişiselleştirilebilir hale getiror.
Google, dün yaptığı bir açıklamada arama motorunun yeni bir özelliğini duyurdu. Google'ın arama motoru artık kullanıcının konumuna ve diğer faktörlere göre farklı farklı sonuçlar verecek. Böylelikle arama motorundan elde edilen bilgiler çok daha yararlı ve anlaşılabilir olacak. Kişiselleştirilebilir arama motoru 3 farklı öğeye göre değişiyor.

* Bölgesel konum: Ülke, şehir ve IP adreslerine göre aramalarınız yanıtlanıyor.

* Son arama: Google bu özelliğinde son yaptığınız aramaya göre tahmin yürütüyor.

* Arama geçmişi: Daha önceden yaptığınız aramalar, ilgilendiğiniz konular ve Google'a bağlı bir servise kayıtlar (Gmail vs.) Google tarafından göz önünde bulundurularak aramalarınızı yanıtlandırıyor.

12:57

Dailymotion.com engellendi




Malesef bu sitede engellendi mcdsoft bu kadar da olmaz yakında internetide kapatırlar www.dailymotion.com youtube gibi popüler video paylaşım sitesi olan dailymotion siteside engellendi. www.mcdsoft.blogspot.com

12:19

Need for Speed Undercover Cıkış tarihi kasım 2008

Electronic Arts'ın efsanevî serisi Need for Speed'in son versiyonu Need for Speed: Undercover, 18 Kasım 2008 tarihinde piyasaya sürülecek. EA Black Box stüdyoları tarafından geliştirilen oyunla ilgili detaylar ise açıklanmaya başlandı.

Need for Speed: ProStreet'ten bir görüntü
Electronic Arts CEO'su John Riccitiello tarafından yapılan açıklamaya göre, Need for Speed: ProStreet'in ardından gelecek olan Undercover, Prostreet'in aksine, önceki serilerden daha çok özelliğe sahip olacak veyeni oynanış tarzlar getirecek. Ayrıca, uzun bir süredir geliştirilme aşamasında olan NFS Undercover için iki ayrı ekibin 24 aydan beri çalıştığını belirtiyor.

Oyunla ilgili yayımlanan bir ön-videoya buradan ulaşabilirsiniz. Videoda, Amerikan Pastası filmlerinden tanıdığımız oyuncu Christina Milian'ı izliyoruz.

15:10

İp den yer tesbit etme

15:04

Yaratıcı Programcılardan Öğrenmenin 14 Yolu

Yaratıcı Programcılardan Öğrenmenin 14 Yolu

Programcılar için genellikle “inek”, “asosyal” ve “çok çok sıkıcı” denir. Yaratıcı bireyler olarak düşünülmezler. Fakat bunun gerçekle uzaktan yakından alakası yok. Kod yazmak, dünyanın en yaratıcı işlerinden bir tanesidir.

Programcılar çok farklı iki dünyayı dengelemek zorundalar: mimari ve hayal gücü. Onlar, çok yapısal programlama dillerini (PHP veya Java gibi) kullanarak soyut konseptler oluştururlar. Bu hiç kolay değil.
Bunları biliyorum çünkü son zamanlarda ilgi çekici web siteleri oluşturmak için php yeteneklerimi geliştiriyorum. Ve programcılığın aslında yaratıcılığı geliştirmek için müthiş bir alıştırma olduğunu farkettim. Şu sebeplerden:

Programcılık gerçek kontrol demektir. Sıfırdan bir şey yaratmak muhtemelen yaratcılığın en iyi örneğidir. Bir yazılım veya web sitesi, programcı nereye isterse oraya gider.
Bir şeyi yapmanın bir çok yolu vardır. Bir web sitesi için programcının bir framework yazması gerekir. Ve bu noktaya ulaşmak için elinde olan tek şey bir fikirdir.
Programcılar yaratıcı çözümler bulmak zorundalar, yoksa yaratamazlar.
Programcılar sıradışı düşünmenin harika örneklerini sergilerler, çünkü sırayı onlar yaratır. Bakın yaratcılığımızı doruğa çıkarmak için programcılardan neler öğrenebiliriz:

1. Yeni Bir Dil Öğrenin

Programcılar sürekli yeni diller öğrenirler, bazen gerektiği için, bazen eğlenmek için. Kendinizi bildiklerinizle ve rahat kullandıklarınızla sınırlamayın, gidin ve yeni bir yetenek edinin.

2. Sıfırdan Başlayın

Eğer yazılım üretiyorsanız, işe yarı yoldan başlayamazsınız. Önce ilk adımı atmak zorundasınız. Bazen bir probleme yaratıcı bir çözüm bulmanın yolu en başa gidip tekrar ileri bakmaktır.

3. Her Şeyi Sorgulayın

Her şeyi sorgulamak, her kabullenmeyi yeniden ele alıp doğruluğundan emin olmak demektir. Programcılık tamamen, en temel varsayımları ele alıp bunların üzerine inşa etmektir. Eğer temelde bir yanlış varsa, yazılım düzgün çalışmaz.
Yaratıcılık bazen kabullenmelerle sınırlıdır. Yeni çözümler varsayımları tekrar ele alıp yeni bakış açılarıyla yeniden başlayarak ortaya çıkar.

4. Keyif İçin Yapın

Eğer bir programcı tanıyorsanız bilirsiniz ki sürekli bir şeyler üretiyor. O günkü işini bitirse bile sırf zevk için daha saatlerce kod yazıyor. İşi aynı zamanda hobisi.
Sürekli yeni fikirler ve çözümlerle uğraşmak angarya olmamalı. Bunu bir refleks olarak sürekli yapmalısınız. Ve bu sizi heyecanlandırmalı.

5. Denemenin Yollarını Arayın, Hiç Durmadan

Programcılar, yazdıkları kodun mümkün olan en etkili kod olduğuna emin olmak için onu sürekli değerlendirirler. En ufak bir değişiklik bile bir yazılıma diz çöktürebilir. Sürekli test etmek ve geliştirmek, yazılımın her parçası için çok önemlidir.
Fikirler sürekli olarak titizlikle denenmeli ve ara ara gözden geçilirilmeli. Fikirleriniz zamanla değişir, az ya da çok. Onları sürekli denemek ve sadece üzerlerinde düşünmek, fikirlerinizi değerlendirmenin en iyi yoludur.

6. Tutkuyla Bağlanacağınız Bir Şey Bulun

Eğer bir programcıyla iki dakikadan fazla konuşma fırsatınız olmuşsa farketmişsinizdir ki programcılar işlerine tutkuyla bağlıdırlar. Programcılığı yerler, içerler ve solurlar.
Kendi fikirlerinize ve projelerinize tutkuyla bağlı mısınız?

7. Araçlarınızda Uzmanlaşın

Programcılar kullandıkları araçlar hakkında sürekli bir şeyler öğrenir ve sürekli onları kullanmak konusunda uzmanlaşırlar. İyi bir programcı sürekli olarak ihtiyacı olan yazılımları daha etkili kullanmanın yollarını arar. Araç kutusunu sürekl i geliştirmeyen bir programcıya zor rastlarsınız.
Yeteneğiniz ne olursa olsun, yaratıcılığınız kullandığınız araçlarla sınırlı. Onları kullanmak konusunda ne kadar uzmanlaşırsanız o kadar yaratıcı olursunuz.

8. Soyut İlişkiler Kurun

Bilgisayarı telefon olarak kullansaydınız ne olurdu?
Bir web sitesini kelime işlemci olarak kullansaydınız?
İnsanlar diğerlerinin tam şu anda ne yaptığıyla ilgilenirler miydi?
Skype, Google Docs ve Twitter gibi projeleri yaratan insanların ortak bir özelliği var: Görünüşte soyut olan kavramları ilişkilendirebiliyorlar. “Şöyle bir şey olsa?”’ları alıp denemek, farklı ve yaratıcı düşünmek için mükemmel bir yol.

9. Yapıyı Bir Araç Gibi Düşünün, Bir Kısıt Gibi Değil

İnsanlar yaratıcılığı büyük bir boşlukla ilişkilendirip fikirlerini sınırlardan bağımsız oluşturmaya çalışırlar. Ancak bu, yaratıcılık konusunda büyük bir aldatma.

Sınırlar her yerde. Onları görmezden gelemezsiniz, ancak onlarla çalışmayı umabilirsiniz. Programcı, kullanıdığı dilin ve araçların sınırlarını bilir ve onların etrafından dolaşır. Bu sınırlar onun, sınırlar etrafında dolaşan yapılar kurmasını sağlar. Bir şeyin etrafından nasıl dolanılacağını bulmak, bazen daha büyük bir fikir doğurur. Gereklilik, icadın yaratıcısıdır.

10. Hiç Bir Şeyi Denemeden Silip Atmayın

Anaokulu öğretmeniniz haklıydı: Aptalca soru diye bir şey yoktur. Eğer üçüncü kurala uyup tüm varsayımlarınızı sorguluyorsanız, bir şeyi denemeden çalışmayacağına emin olamazsınız. Çalışmasa bile, yeni bir fikir üretmenizi sağlayabilir.
Bazen bir prototiple başlayıp onu denemek en iyisidir. Eğer çalışmazsa çöpe atın. Çalışrsa tebrikler: bir sonraki harika fikrinizi buldunuz.

11. Her Zaman Daha Basit ve Zarif Çözümler Arayın

İyi bir programcı en basit çözümün her zaman en iyisi olduğunu bilir. Karmaşık çözümler tek bir şey ortaya çıkarır: karmaşa. Pratik çözümler her zaman uzun vadede daha iyi çalışırlar.
Fikirlerinizin yeniliğinin büyüsüne kapılıp pratikliğini unutmayın. Bir problemi çözmenin en iyi yolu, en basit olandır.

12. Başkalarının İşleri Üzerinde Çalışmaktan Çekinmeyin

İnternet’in güzelliği, her zaman aradığınız çözümü bir başkasının zaten bulmuş olmasıdır. Yeni bir yazılım üretirken her zaman mevcut kodları kullanmak iyidir. Tekrleği tekrar icad etmenin manası yok.
Yeni bir fikri uygularken her parçasını baştan yapmak zorunda değilsiniz. Zaten bulunmuş fikirleri kullanın ve onları daha iyi bir şeye dönüştürün. Mükemmel bir fikir bazen yalnızca başka bir fikri değiştirmekten ibarettir. Gmail harika bir örnek. Klasik e – postaya yeni özellikler ekleyerek e – postayı baştan yarattılar.

13. İşbirliğinden Çekinmeyin

En iyi projeler, tek bir programcı tarafından değil, aynı amaç etrafında toplanmış bir çok harika programcıların ellerinden çıkmıştır. Müthiş bir ekip kurun, en iyi fikirleri kimden gelirse gelsin kullanın, ve herkesin katılmasını sağlayın.

14. En Basitten En Güzeli Çıkarın

Programcılar en basit kodları tekrar tekrar kullanırlar ve bu kod parçaları tek başlarına basit de olsa bir araya geldiklerinde harika bir ürüne dönüşürler. Hangi yaratıcı projede çalışırsanız çalışın, detaylara önem verin ancak en önemlisi, o detayların tüm resim üzerindeki etkisine dikkat edin.


KYNK bildirgec.org

14:55

Active Directory


Active Directory, Windows 2000 ağı içinde bir servistir. Bu servis ağ kaynakları (kullanıcılar, aygıtlar, izinler vb.) hakkında bilgi saklar. Windows 2000 Server Active Directory servisi, sistem konfigürasyonu, kullanıcı profilleri, uygulamalar hakkında bilgi saklar. “Group Policy” düzenlemeleriyle birlikte sistem yöneticisi kullanıcıların masaüstlerini (dağıtım masaüstü yönetimi), network servislerini ve uygulamaları merkezi olarak bir noktadan yönetmeyi sağlar.
Active Directory Windows 2000 Server’ın ağ yapısını da ortaya koyan bir sistemdir. Active Directory, DNS (Domain Name System) temellidir.
A. Directory (Dizin) Servisinin Görevi
Active Directory dizin servisi network kaynaklarının organize edilmesini, yönetilmesini ve denetimini sağlar. Bununla birlikte Active Directory networkün yerleşimini (topology) ve protokollerinin yapılandırılmasını da üstlenen bir sistemdir. Active Directorynin kurulmasıyla birlikte networkün tasarımı ve yönetimi Active Directory temelinde yapılır.
B. Active Directorynin Özellikleri
Active Directory aşağıdaki özellikleri ile temel directory servislerinin işlevlerini geliştirmiştir:
• Ölçeklenebilirlik.
• Genişletilebilirlik.
• Internet-standartlarında adlandırma.
• Tek bir noktadan erişim.
• Hata toleransı.
• Güvenlik kontrolü.
• Birlikte çalışma
Ölçeklenebilirlik özelliği ile Active Directory az sayıda nesne içerebileceği gibi milyonlarca nesne de içerebilir. Genişletilebilirlik özelliği ise Active Directory’nin sahip olduğu şema üzerinde değişiklik yapılabilmesi anlamına gelmektedir. Internet standartlarında adlandırma, ad çözümleme ve query protokolleri ise Internet ile bağlantı yapmayı sağlar.
Tek bir noktadan erişim özelliği ise Administrator’ün bir yerden yapacağı logon işlemi ile bütün ağları yönetmesi anlamına gelir. Hata toleransı ise beklenmedik olaylara karşı Active Directory bilgilerinin çoğaltılması işlemlerini içerir. Güvenlik kontrolü ise kullanıcıların erişim kontrollerinin dağıtılabilmesi (delege edilmesi) anlamına gelir. Birlikte çalışma ise Active Directory’nin diğer işletim sistemleriyle bütünleşmesi anlamına gelir. LDAP, X.500 standartları gibi.
C. Active Directory Şeması
Active Directory veritabanı içinde nesnelerin saklanması bir şema (schema) ile yapılır. Şema bütün nesnelerin tanımlamalarını içerir. Bilgisayarlar, kullanıcılar, yazıcılar ve diğer bütün network nesneleri şemadaki tanımlarıyla ve özellikleriyle saklanır.
Şema içinde nesneler için iki temel bilgi tutulur. Class ve attribute. Class bilgisi yaratılacak nesneyi tanımlar. Attributeler ise birden çok class için kullanılabilen alanlardır.
D. LDAP (Lightweight Directory Access Protocol)
LDAP genel olarak kullanılan bir directory servisi protokolüdür. Bu protokol Active Directory nesnelerine erişmek için kullanılır. Diğer bir deyişle Active Directory nesnelerinin saklanması LDAP ile sorgulanacak şekilde düzenlenmiştir.
LDAP ile Active Directory nesnelerine erişmek için belli bir adlandırma (naming) sistemi kullanılır:
• Distinguished Name
• Relative Distinguished Name
Active Directory içindeki her nesneni bir distinguished adı vardır. Örnek:
CN=Faruk, OU=Bilgi Islem, DC=sirket, DC=com
Yukarıdaki LDAP tanımı sirket.com domaininde, bilgi işlem OUsu içindeki Faruk adlı kullanıcıyı belirtmektedir.
Relative Distinguished Name ise Distinguished Name içindeki bir kısmı tanımlayan addır.
Örnek:
Distinguished Name:
CN=Faruk, OU=Bilgi Islem, DC=sirket, DC=com
Relative Distinguished Nameler ise:
CN=Faruk,
OU=Bilgi Islem,
DC=sirket,
DC=com
II. Active Directory Mantıksal Yapısı
Active Directory mantıksal yapısı Active Directory sisteminin hiyerarşik biçimde nesneler olarak tasarlanmasını kapsar. Bu mantıksal bileşenler:
• Domainler
• Organization Unitler
• Treeler
• Forestlar

Activite Directory kurulumu resimli anlatım için http://www.turkcenet.org/wown_htm/w2ksvrin.htm

11:59

MuratComputerDesign Administrator




General Administrator

Murat M..........

11:40

Algoritma Bilenler

11:37

Genc Yaştaki Milyonerler


İnternetin çağımızın en popüler iletişim aracı. Özellikle 30 yaşın altındaki hemen herkes için hayatın bir parçası olmaya başladı. Ve kullanıcıların çoğu genç olunca, gençlerin ne istediğini en çok bilebilecek olan da yine kendi yaşıtları oluyor. O yüzden internetten bu günlerde 30 yaşından önce milyoner olmuş kişilerin sayısı her geçen gün artıyor.


larry ve sergey


LARRY PAGE ve SERGEY BRIN: İnternet deyince aklımıza gelen ilk şeyin yani google’nin kurucuları. Google yi kurduklarında yaşları sırası ile 24 ve 23’tü. Ve bu işe neredeyse bütün internetten zengin olanlar gibi garajlarında başladılar. Zamanında en popüler site olan yahoo’nun patronu ile bir görüşme yapmışlardı. Fakat projelerini biraz daha geliştirmeleri gerektiği söylenerek baştan savıldıktan sonra kendilerini bu işe adamışlardır. Şu an internet ile zengin olanlar listesinde 1. sıradalar. Ve 18,5 milyar dolar ile dünyanın en zenginleri listesinde yer alıyorlar.


İnternet adresi: www.google.com


mark


MARK ZUCKERBERG: bu günlerde ülkemizde de en ünlü arkadaşlık sitesi olan facebook’un sahibi. Benzerlerinin çok sayıda bulunmasına rağmen sade tasarımı ile dikkat çekiyor. Aslında facebook Harvard üniversite yıllığının adı. Ve ilk kurulduğu günlerde sadece harvard ve birkaç üniversite ye açık bir site idi. Fakat Mark Zuckerberg’in aklına siteyi herkesin kullanımına açma fikri gelince hayatındaki en iyi kararını vermiş oldu. Bu aralar facebook’ta ilkokul arkadaşlarını bulanların haberlerini sık sık duymamızı Mark zuckerberg’e borçluyuz.

Mark zuckerberg şu an 23 yaşında ve sahibi olduğu facebook sitesinin değeri 700 milyon dolar


İnternet adresi: www.facebook.com


andrew


ANDREW GOWER: Java tabanlı devasa online oyun olan RuneScape oyununun yapıcısı. Bu oyunu Cambridge üniversitesinde okurken yaptı. Oyunun özelliği Java yüklü her bilgisayarda çok fazla sistem kaynağı harcamadan, internete bağlı her yerde oynanabilmesidir. Ve gerçekten bağımlılık yapan oyunlardan biridir. Dünya üzerinde yaklaşık olarak 9 milyon ücretli ve ücretsiz üyesi bulunmaktadır. Şu an sahibi olduğu Jagex şirketi ile birlikte 28 yaşında 650 milyon doların sahibi.


İnternet adresi: http://www.runescape.com/


mozilla


BLAKE ROSS ve DAVID HYATT: iki gencin de ortak noktası genç yaşta Netscape firmasında çalışmış olmasıdır. Ve mozilla projesine katkıları bulunmuşlardır. Ardından bu projeyi netspace firmasından ayrı yürütmelerinin daha iyi olacağını düşündüler. Şu an internetteki en çok tercih ediler tarayıcının, yani mozilla firefox’un sahibiler.

Açık kaynak kodu felsefesi ile çalışmalarını sürdürdükleri için sadece sınırlı bir ekip ile değil, dünyanın her yerinden takipçileri bu projenin geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır. Mozilla firefox’un bu kadar ünlü olmasındaki etken de windows harici linux ve unix sistemleri ile de sorunsuz çalışabilmesi ve de internet explorer’in hantallığından

bıkmış olan kullanıcıların küçük, pratik aynı zamanda da hızlı olan bu tarayıcıyı tercih etmeleridir. Bu başarılı proje 22 yaşında 120 milyon dolar getirdi.


İnternet adresi: http://www.mozilla.org/


youtube


CHAD HURLEY: dünyanın en popüler video paylaşım sitesi youtube’nin sahibi. Hatta ünü o kadar arttı ki, bazı haberleri televizyonda görmeden önce youtube de izlemek sıradan olmaya başladı. Piyasada binlerce video paylaşım sitesinin arasından sıyrılmasının sırrı da aralarındaki en sade olanı olmasıdır. Çünkü bir internet sayfası için en önemli olan şey sadelik ve kolay kullanım. Youtube bu ikisini de kullanıcılarını sunmaya başardı. Ve youtube’yi google’ye satarak 30 yaşında 85 milyon doların sahibi oldu.


İnternet adresi: http://www.youtube.com


devianart


ANGELO SOTIRA: Devianart’ın sahibi. Bu fotoğraf paylaşım sitesinin diğerlerinden farkı sitede daha kaliteli fotoğrafların yer alması. Çünkü sitede üyelerin çoğu aslında sanat değeri olan resimlerini buraya koyuyorlar. Yani aradığınız şey biraz daha kaliteli bir resim olursa bu siteye bakmanızda yarar varbu proje angelo’ya 26 yaşında 75 milyon dolar kazandırdı.


İnternet adresi: http://www.deviantart.com/


genç yaşta internette zengin olan diğer isimler ise şöyle;


JOHN VECHEY: projesi:pop – cap games yaş:28 60 milyon dolar internet adresi: http://www.popcap.com/


ALEXANDER LEVIN: projesi: wordpress yaş:23 57 milyon dolar internet adresi: http://www.wordpress.org/


JAKE NICKELL: projesi: threadless yaş:28 50 milyon dolar internet adresi: http://www.threadless.com/


SEAN BELNICK: projesi: biz chair yaş 20 42 milyon dolar internet adresi: http://www.bizchair.com/


Eskiden 40 yaşından önce babasından miras kalmadan önce zengin olmanın imkânsız olduğu düşünülürdü. Fakat günümüzde bu örnekleri gerçekten çok sık görmeye başladık. Tabii ki bunun en önemli faktörü şüphesiz internet. İnternet sayesinde küçük kuruluşların çok kısa sürede başarıya ulaşması mümkün. Örneğin internetten yapılan reklâmların diğer reklâmlara göre avantajları azımsanmayacak kadar büyük bir şey. Mesela google’ye verilen reklâmlar hedef kitlesine en erken ulaşma özelliği gösteriyor. Çünkü google arama motoru aranan kelime ile alakalı olarak sponsor bağıntıları, yani potansiyel müşterilerinizi, istediğimiz sayfaya yönlendiriyor. Ve televizyon, radyo ya da billboardlara verilen reklâmlarda çok az kelime ile çok şey anlatmak gerekirken kendi sitenizde istediğiniz kadar uzun bir şekilde firmanızı tanıtmanız mümkün. Üstelik reklâm fiyatları da televizyon reklâmlarına oranla çok daha ucuz. Hatta googlenin son teknolojilerinden biri olan “Addsense” ile sizin verdiğiniz reklâmların google ile reklâm ortaklığına giren herhangi bir sitede gösterilmesi de mümkün. Bu sayede sizin reklâmınız aynı anda pek çok internet sitesinde gösterilmesini mümkün kılıyor. Bu teknolojinin esası reklâmın verildiği sayfanın taranması ve sayfa ile alakalı reklâmların sitede gösterilmesi mantığına dayanıyor. Bu sayede yine reklâmlar alakasız kişilerden çok sizin potansiyel müşterilerilerinizi çekmeniz mümkün.


Profesyonel şirketlerin hiçbiri internet olayını zaten görmezden gelmiyor. Fakat internet büyük şirketler kadar küçük şirketler için de çok büyük imkânlar sunuyor. Özellikle kendi siteniz üzerinden satış yapabilmeniz bir bakıma dünyanın internet olan her yerinde birer mağaza açmanız anlamına geliyor. Ekonomi uzmanları interneti, küçük şirketlerin de gözardı etmemesi gerektiğinde konusunda tavsiye veriyor.


Ülkemizden kimsenin bu zenginler listesine girememesinin altında da bir sebep yatıyor= “sponsor bulma”… Aslında pek kabul etmesek de ülkemizde güzel fikire değer vermiyoruz. Özellikle de yaş ile bilgiyi nedense doğru orantılı olarak sayıyoruz. Ve Türkiye’de bir genç destek bulma konusunda gerçekten zorlanıyor. Gerçekten daha önceden başarıyı yakalamış bir projesi olmazsa asla destekçi bulamıyor. Bu yüzden belki de dünyayı değiştirebilecek yüzlerce fikir, daha uygulamaya bile konulamadan ölüp gidiyor.


Oysa bizden de çok güzel fikirler çıkabiliyor. Örneğin İtü’lü öğrencler tarafından ortaya çıkarılan ekşi sözlük buna çok güzel bir örnek. Kelimelerin sadece bilinen sözlük anlamlarının dışında kullanışlarını da bulabileceğiniz, kelimeler üzerinde tartışabileceğiniz bir platform. Bu proje aslında diğerlerine göre biraz daha şanslı. Çünkü Türkiye’deki yeni görüşleri yadırgama önyargısını aşabildi. Fakat ülkemizde ne yazık ki her programcı için iyi bir fikir ile başarıyı yakalamak nerede ise imkansız. Ve şirketler de bu tarz projelere destek olmanın kendileri için de yararlı olacaklarını anlamadıkları, ya da projenin değerini kavrayamadıkları için sponsor olmaktan çekiniyor. Güzel fikirleri desteklemiyoruz. Ve sonra da neden bizden böyle projeler çıkmıyor diye düşünüyoruz. Hatta çoğu çağını aşan fikir “ eski köye yeni adet getirmek” olarak tanımlanıyor. Hatta alay konusu bile olabiliyor. Türkiye’de, çoğu şeyde olduğu gibi, teknoloji konusunda da geri kalmasının nedeninin toplumun yanlış değer yargıları ve devletin bu konuya destek olmaması olduğunu düşünüyorum. Oysaki internet ve yazılım piyasası çok az sermaye ile çok yüksek gelir getirebilecek bir sektör. Yoksa Türkiye’nin ikinci bir Hindistan olarak yazılım konusunda kısa bir sürede lider bir duruma gelmesi çok da imkânsız bir şey değil.


Sonuç olarak internet ve yazılım sektörü gelişmeye açık ve gerekli şekilde beslendiğinde çok hızlı büyüyebilecek bir sektör. Bu yüzden türkiye’nin bu sektöre yatırım yapması ve orjinal fikirlerin desteklenmesinin ülkemize ekonomik olarak büyük yararlar getireceğini düşünüyorum. Ve bu sektörde, dünya listelerinde üst sıralarda olmamızın sandığımız gibi hayal olmadığını, biraz üzerine düşersek meyvelerini fazlasıyla alacağımızı düşünüyorum. Bu konuda başarı için üç şey gerekli; orjinal fikir, bu fikri gerçekleştrebilecek bilgi birikimi ve tabii ki bu fikir için destek…


Kaynaklar:


www.haberturk.com

www.wikipedia.org

www.bildirgec.org

www.mozilla.org


15:06

Geleceğin Bilgisayarı




E-ball: Geleceğin PC'leri sizce böyle mi olacak

Oldukça farklı bir stile sahip olan E-Ball, geleceğin bilgisayarları hakkında ipuçları veriyor.

Günümüzde kullanılan bilgisayarlar, genellikle benzer tasarım ve donanımlarla kullanıcıların karşısına çıkıyor. Apple başta olmak üzere bazı firmalar ise, tekdüze olmaktan çıkıp farklı tasarımlarıyla ön plana çıkmaya çalışıyor. Örneğin Apple'ın olabildiğince ince ebatları ve hafifliğiyle ön plana çıkan Macbook Air'i, geçmişten bugüne bilgisayar dünyasında ne kadar yol kat edildiğini göstermesi bakımından oldukça önemli.

Asıl merak edilen konu ise şu: Gelecekte bizi nasıl bilgisayarlar bekliyor? Elbette hemen herkesin hayalinde gelecekteki PC'ler üzerine bazı prototipler vardır. Örneğin bilgisayarların iyice ufalması, beklentilerin başında geliyor. İşte tam bu noktada E-Ball karşımıza çıkıyor. Peki ama nedir bu E-Ball?

Bilgisayarınızdan sıkılmış olabilirsiniz; belki kasası veya başka bir parçası canını sıkıyor olabilir. Apostol Tnokovski de bu sorunu yaşayanların problemlerini halletmek için en küçük bilgisayarı oluşturmaya ve bilgisayar dünyasını renklendirmeye karar vermiş. Ancak bu bilgisayar bir PDA değil; bu gerçek bir PC ve bir PC'de olması gereken hemen her bileşen yine E-Ball'da da yer alıyor (Kavye, fare, ekran).

Donanım menüsünde neler olacak?

Konsept aşamasındaki E-ball'un donanımsal özellikleri de temel hatlarıyla belli. Bilgisayar çift çekirdekli bir işlemciye, 250 - 500 GB'lık sabit disk seçeneğine, 2 GB belleğe, entegre grafik ve ses kartına, hoparlörlere, HD-DVD kaydediciye, kablosuz fareye ve bir lazer klavyeye sahip olacak. Daha da ilginci, E-ball'da bir kağıt tutucu da bulunacak ve dahili projektör görüntüyü kağıda yansıtacak.

Ele avuca sığan ve geleceğin bilgisayarları konusunda dikkat çekici ipuçları veren E-Ball, söylediğimiz gibi şimdilik konsept aşamasında bir çalışma. Ancak Tnokovski'nin planı, konseptini en kısa zamanda hayata geçirebilmek.





14:57

Sony PSP için 32 yetmedi





Taiwan menşeili bir firma mevcut PSP lerimizi için geliştirdiği 32 GB lik hafızaya sahip olan MS adaptörünü piyasaya sundu. Kartın çalışma şekli iki tarafına takılan 16 mb lık micro SD lerin adaptör tarafından okunarak toplamda 32 GB veriye ulaşılması. Ayrıca şirket yetkilileri aynı sistemin 64 GB için de hazır olduğunu, sadece son kontrollerin yapıldığını söylüyorlar. Gelecek sene kullanabilmemiz için PSP lerimize 128 GB hafıza kartları aynı şirket tarafından geliştiriliyor.

14:50

Google daki PageRank karşı microsoft BrowserRank


Google'ın türlü atılımları altında zayıf duruma düşen microsoft, Singapur'daki bir konferansta Google'ın PageRank algoritmasına yakın BrowserRank'tan bahsetti. Microsoft'un bu yeni algoritması teoride, sitelerin ziyaret oranları ve ziyaretçilerinin tutumlarına göre şekillenecek. Büyük bir gizem olarak kalan Google PageRank'in algoritmasının aksine microsoft, kullanıcıların sitede geçirdikleri süre zarfını esas alacak ve oranları buna göre belirleyecek. Google PageRank'inin esası olan arama motru optimizasyonu (Search Engine Optimization=SEO) karşısında Microsoft'un BrowserRank'inin ne gibi teknolojileri ve düzenlemeleri beraberinde getireceği şu anda meçhul. Belirtilen detaylar arasında BrowserRank'ın kullanıcı tarayıcısından bilgi toplayacağı ve bunu bir yerde biriktireceği söyleniyor.


Aslına bakılırsa, kolayca, Alexa Rank'e benzer bir nitelikte olacağı gözlemlenen BrowserRank'in Google'ın PageRank'ine karşı pek fazla bir şansız olamaz diyebiliriz.

www.bildirgec.org

14:44

İnternet olmadan e-postalarınıza ulaşın



İnternet olmaksızın E-mail'inizi kontrol edin

Yahoo!'nun yeni hizmete soktuğu Zimbra ile internetiniz olmadan da e-postalarınıza erişebilirsiniz.

İnternetin insanlığa sunmuş olduğu en büyük özelliği hiç şüphesiz iletişim alanında devrim yaratmasıdır. İnternet kullanıcıları iletişim kurmak için daha çok hızlı mesajlaşma yazılımlarını tercih etse de, e-mail elbette öneminden hiçbir şey kaybetmiş değil.

Elbette e-mail'lerin kontrolü veya herhangi bir mail gönderme durumlarında, kullanılan bilgisayarın internete bağlı olması gerekir. Bu sayede kullanıcı e-mail hesabına erişebilir ve mail alıp gönderebilir.

Ancak Yahoo!'dan gelen bir haber, Yahoo!'nun kullanıcılara bazı önemli sürprizleri olduğunu müjdeliyor. Yahoo!'nun henüz beta aşamasında olan Zimbra uygulaması sayesinde, kullanıcılar Yahoo! Mail başta olmak üzere Gmail ve AOL Mail hesaplarına daha önce gelen e-mail'lere erişebilecek. Tabi internet olmadan yeni posta alıp göndermek söz konusu değil...

İki internet protokolü olan Post Office Protocol ve Internet Message Access Protocol, kullanıcıların farklı sağlayıcılardan aynı anda 3 hesaba kadar e-mail hesaplarına erişebilmelerine olanak tanır.

Yahoo!'nun bir diğer sürprizi: Zimbra Documents

Yahoo!'nun başkan yardımcısı ve aynı zamanda Zimbra'nın kurucuları arasında yer alan Satish Dharmaj, Zimbra'nın internet kullanıcılarına getirdiği fırsatları şöyle açıklıyor: "Zimbra, iletişime ve ortak çalışmaya odaklanan ve geleneksel e-mail'in kullanımını kolaylaştıran ve daha da önemlisi farklı birkaç hesap arasında köprü kurabilen bir uygulamadır. Yahoo! Zimbra ile herhangi bir e-mail hesabına istenilen her dakika ve her yerde erişim mümkün olacak."

Dökümanlarda resim ve diğer bileşenleri ekleyebilme olasılığını kullanıcılara veren Zimbra Documents ise Yahoo!'nun açıkladığı bir diğer bomba oldu.

Bu araç ile dosyalar, internet üzerinden oluşturulabilir ve depolanabilir. Bunun yanında Zimbra Documents, Word gibi kelime işlemci ve Excel tarzı uygulamaları da içerisinde barındırıyor.

06:36

Design Update


Sitemiz yeni görünümü ile daha gelişmiş ve sağlam alt yapsıyla yeniden hizmete girmiştir.
İçerik olarak ;Web,İnternet,Yazılım,Program,Bilim,Teknoloji,Bilgisayar,Donalım...


E-mail adres

MCDsoft


www.mcdsoft.blogspot.com

04:44

Develop

04:44

Design

04:40

İletişim

Murat .........

Mail : mcdsoft@hotmail.com

Tel : 544 206 90 80

04:26

Design Develop







Bilgisayar Teknolojileri